Kolorektal kanser nedir?

Kolon ve rektum kalın bağırsağı oluştururlar. Kalın bağırsağın büyük kısmını oluşturan kolon yaklaşık 1.5 metre uzunluğunda kaslardan oluşan bir tüp şeklindedir. Kolon, çekum, çıkan kolon, hepatik fleksura, transvers kolon, splenikfleksura, inen kolon ve sigmoid kolon adı verilen yedi farklı kısımdan oluşur. Rektum ise kalın barsağın son 15 cm’lik bölümüdür. Alınan gıdalar, ince barsaklarda sindirim ve emilimden geçtikten sonra, kalan içerik kolona geçer, burada da içindeki su ve tuz emilir. Geriye kalan içerik ise ilerleyerek sindirim sisteminin son kısmı olan rektuma ulaşır ve burada anüsten dışarı atılana kadar depolanır.

Kolon ya da rektumdan köken alan kanserlere kolorektal kanser adı verilir. Bu kanserler köken aldıkları bölgeye göre doğrudan kolon kanseri ya da rektum kanseri olarak da isimlendirilebilirlerse de, bir çok ortak özelliğe sahip olmaları nedeniyle genel olarak ortak bir grup içinde kabul edilirler.

Vücutta hücrelerin kontrol dışı bir şekilde çoğalmaya başlaması ile kanser oluşumu gerçekleşir. Hemen hemen vücudumuzun her yerindeki hücreler kanserleşebilir ve diğer bölgelere doğru yayılabilirler.

Kolon kanserleri nasıl başlar ?

Kolorektal kanserlerin çoğu kolon ya da rektumun iç tabakasında polip adı verilen büyümeler ile başlarlar. Bazı polip türlerinin kansere dönüşmesi yıllar alabilirken, her polip kansere dönüşecek diye bir kural da yoktur. Polipin kansere dönüşme riski doğrudan polipin türü ile ilişkilidir. Temelde 2 tip polip vardır:

Adenomatöz polipler (adenomlar): Bu polipler kansere dönüşebileceklerinden kanser öncesi lezyonlar (pre-kanseröz) olarak kabul edilirler.

Hiperplastik ve inflamatuar polipler: Bu polipler daha sık görülürler ve genel olarak kanser dönüşümü göstermezler.

DisplaziDiğer bir kanser öncesi oluşumu ifade eder. Bu durumda kolon veya rektumun iç yüzeyinde ya da bir polipin bir kısmında hücreler normal yapılarını kaybetmiştir ancak gerçek kanser hücresi gibi de henüz değillerdir.

Kolon ve rektumun duvarı bir çok katmandan oluşur. Kolorektal kanser mukoza adı verilen en iç tabakada ortaya çıkar ve sonra diğer tabakaların içine doğru büyümeye başlar. Kanser hücreleri bağırsak duvarında iken burada yer alan küçük damar veya lenf kanallarının içine doğru da büyüyebilirler ve bu şekilde çevredeki lenf bezlerine ya da vücudun uzak bölgelerine taşınabilirler.

Kolon kanseri için tarama nasıl yapılmalı?

Tarama, hastalıklı ilgili şikayet ya da bulgusu olmayan kişilerde kanser ya da kanser öncesi lezyonların saptanması için yapılan işlemlerdir. Kolorektal kanserin önlenmesinde en etkili silahımız düzenli taramanın yapılmasıdır.

Anormal hücrelerin büyüyerek polip oluşmasına neden olmasının başlangıcı ile kolorektal kanser gelişmesi arasında geçen süre yaklaşık 10-15 yıl kadardır. Düzenli tarama programları ile poliplerin çoğu henüz kanser gelişmemiş iken saptanıp çıkarılabilir. Tarama ile aynı zamanda gelişmiş kolorektal kanserleri de tam tedavisinin yapılabileceği erken evrede teşhis etmek de mümkün olmaktadır.

Kolon ve rektum kanseri için risk altında olmayan bireylerde taramaya 50 yaşında başlanması önerilmektedir. Değişik tarama yöntemleri uygulanmaktadır. Kolorektal kanser için belirgin aile hikayesi olan kişiler gibi yüksek risk grubunda olanlarda ise taramalara daha genç yaşlarda başlanmasında fayda vardır.

Kolorektal kanser taramasında kullanılan testler nelerdir?

  • Dışkıda gizli kan aranması: Pozitif olması polip veya kanser belirtisi olabilir.
  • Dışkı DNA testi:Alınan bir parça dışkıda kanser ya da polip oluşumuna neden olabilen bazı DNA bozuklukları için genetik araştırmalar yapılabilir.
  • Sigmoidoskopi: Yumuşak ve ucu ışıklı bir tüp ile rektum ve aşağı kolon düzeyinde polip veya kanser varlığı araştırılır.
  • Kolonoskopi: Daha uzun ve yine yumuşak ışıklı bir tüp ile rektum ve tüm kolonun içi görülebilir.
  • Çift kontrastlı baryum enema:Bu radyografik tetkik ile kolon ve rektum değerlendirilebilir
  • BT kolonografi (sanal kolonoskopi):Bu kolon ve rektumu değerlendirmek için yapılan spesifik bir tomografi çekimidir.

 

Fiziksel aktivite ve doğru beslenme ile kolon kanseri önlenebilir mi?

Günümüzde kolon ve rektum kanseri riskini azaltmak için diyet ve aktivite ile ilgili öneriler;

  • Özellikle göbek çevrenizin artmasına neden olan kilo alımından ve obeziteden uzak durun
  • Fiziksel aktivitenizin sıklığını ve yoğunluğunu artırın
  • Kırmızı ve işlenmiş et tüketiminizi azaltın.
  • Daha fazla sebze ve meyve tüketin
  • Kalsiyum ve vitamin D düzeylerinizin normal olduğunu kontrol edin
  • Aşırı alkol alımından kaçının
  • Sigarayı bırakın.

Bazı çalışmalarda düzenli olarak aspirin veya diğer non-steroidal anti-inflamatuar ilaçların kullanılmasının kolorektal kanser ve polip gelişme riskini azalttığı gösterilmiştir. Bu çalışmalarda genellikle artrit veya kalp krizi önleme amaçlı bu ilaçları düzenli kullanan kişiler değerlendirilmiştir. Başka çalışmalar da, erken evre kolorektal kanser tedavisi yapılmış veya polipleri çıkarılmış hastalarda kullanılan aspirinin poliplerin gelişmesini önlediği yönünde bulgular elde edilmiştir.

FAP hastalarında, ABD’de FDA tarafından onaylanmış bir ilaç olan Celcoxib (Celebrex) kullanılmasının polipleri azalttığı gösterilmiştir. Bu ilacın mide kanamasına yol açma riski daha az olmakla beraber kalp krizi ve inme riskini artırmaktadır. O nedenle bu tip ilaçlar hekim önerisi ve kontrolü olmadan kullanılmamalıdır.

Menopoz tedavisinde kullanılan östrojen ve progesteron ilaçları kadınlarda kolorektal kanser gelişme riskini azaltabilir ancak menopoz sonrası bu hormonları alan kadınlarda ortaya çıkan kanserler daha ileri evrelerde görülebilmektedir. Menopozda alınan bu ilaçlar kemik erimesi riskini de azaltmasının yanı sıra kadınlarda kalp hastalığı, pıhtı atması, meme ve akciğer kanseri gelişme risklerini ise artırmaktadır. O nedenle bu ilaçlar kullanılmaya başlanmadan önce mutlaka artıları ve eksileri hekiminiz ile tartışılmalıdır.